Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim üyesi Dr. Serhat Tunç, 'gülen adam' Kasım Can'ın ilginç kahkahasının bir hastalık nedeni olup olmadığının belirlenmesi için incelenmesi gerektiğini söyledi.
Digor ilçesine 30 kilometre uzaklıktaki, Arpalı köyünde oturan Kasım Can, attığı kahkaha ile çevresinde, 'gülen adam' olarak tanınıyor. Evli ve 6 çocuk babası olan Kasım Can, içten ve samimi olan gülme şekliyle merak uyandırıyor. Kasım Can'ın bu ilginç hayatı Demirören Haber Ajansı tarafından kamuoyuna duyurulunca, bilim insanlarının da dikkatini çekti.
"KEŞKE HERKES GÜLSE, NE GÜZEL OLUR"
Çocukluğundan beri güldüğünü anlatan Kasım Can, "Gülmem konusunda hiç merak edip doktora gitmedim. Ben hep gülüyorum. Ben gülmemle ilgili bir sefer merak ettim doktora gittim, bana bir sıkıntımın bir derdimin olmadığını söyledi. 'Rahat bir şekilde gülebilirsin, neşeli olabilirsin' dedi. Televizyonda, internette yayınlanmışım. Amerika'dan bile beni aradılar. 'Sen ne kadar güzel gülüyorsun, bu korona çekip gitti' dediler. Haberimin yayınlanmasından sonra olumlu tepkiler aldım. Herkes beni izlemiş. Beni arayanlar 'Ağzına sağlık, gülmek sana yakışıyor, gülmeye devam edebilirsin' diyorlar. Ben zaten gülmeye devam ediyorum. Gülmekten başka ne yapayım. Keşke herkes gülse ne kadar güzel olur" diye konuştu.
"GÜNDE 8-10 SAAT UYUYORUM"
KAÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Dr. Öğretim üyesi Serhat Tunç, Kasım Can'ı telefonla aradı. Can telefonla görüştüğü doktorun sorularını da kahkaha atarak cevapladı. Hayatından memnun olduğunu söyleyen Kasım Can, muayene olmaya gerek olmadığını söyledi. Can, "Herhangi bir rahatsızlığım, uyku düzensizliğim yok. Günde 8-10 saat uyuyorum. Kendimi bildim bileli 10 yaşından bu yana gülüyorum" dedi.
"ANNEMİ 11 YAŞINDA KAYBETTİM"
Doktorun, annesini küçük yaştayken kaybetmesi sonucu bir travma yaşayıp yaşamadığını sorması üzerine de Can, "Ben o zamanlar okula gidiyordum. 10-11 yaşlarındaydım. Annem rahmetli olduktan sonra, ablalarım, ağabeylerim, babam vardı. Rahmetli babam çok değerli bir insandı, bana çok iyi baktılar" diye yanıt verdi.
"GÜLMEDEN DURAMAM"
Kasım Can, gülmesinin dönem dönem mi yoksa sürekli mi olduğu yönündeki soruya da şöyle cevap verdi: "Dönem dönem değil, sürekli gülüyorum. İçimden gülmek geldiğinde gülüyorum. Taziyede de olsam, bir sorunla da karşılaşsam, doktora da gitsem gülüyorum. Kendime de güveniyorum, güvenmesem niye güleyim. Her zaman rahatıma bakıyorum. Ben kalıpçılık, duvarcılık yapıyorum, işlerimi aksatmadan yapabiliyorum, bakkal işletiyorum, araba sürüyorum. Hatta arabamla İstanbul'a bile gittim. Cenazelerde, kötü durumlarda ister istemez elbette ki üzülüyorum ama üzüntümü içimde saklıyorum. Bir süre gülmeye başlıyorum. Fazla ağlamıyorum. Hayatımda hiç 10-15 gün üstü üste süren bir üzüntü yaşamadım. Çünkü ben gülmeden duramam. Çünkü ben gülünce rahatlıyorum."
"ÖYKÜDE ANNENİN ERKEN KAYBI VAR"
Dr. Öğretim üyesi Serhat Tunç da Kasım Can ile yaptığı telefon görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Kendisi bana gülmesinin küçük yaşlardan beri devam ettiğini söyledi. Annesinin vefatı 11 yaşlarındayken olmuş. Çocukluk döneminde bir travmaya maruz kalmış olabilir. 2019 yılında çekilen Joker filminde de patolojik gülmeler, davranış bozuklukları ve psikotik belirtiler vardı. Bunu nöro davranışsal bir bozukluk olarak tanımlıyoruz. Onun öyküsünde de çocuklukta fiziksel ve psikolojik olarak kötüye kulanım öyküsü vardı. Bu travmatik beyin hasarı sol tarafındaki hasarı olabiliyor. O yüzden bu durumda mutlaka ayrıntılı tıbbi olarak nörolojik, psikolojik bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Benim telefon görüşmesinde sadece kabaca bu ne kadar bir sürede başladı gibi sorular yönelttim. Ama bu telefonda değil, bizzat yüz yüze ayrıntılı bir tıbbi ve psikiyatri görüşme yapmak gerekir. Ben şimdilik telefonda bunun ne kadar süre önce başladığı, annesinin ne zaman vefat ettiğini sordum ve bunların değerlendirmeye çalıştım. Bir de bu gülmesinin sürekli olduğunu söyledi. Biz de bazı hastalıklar dönem dönem olur bunda da uyku düzeninde azalmalar olur. Ama kendisi bunların olmadığını belirtti. Ama bu travmatik bir beyin hasarı olmadığını dışlamıyor. Bunu mutlaka tıbbi olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Ama öyküde annenin erken kaybı var. Bu da erken yasta çocukluk çağı travmasıdır."